top of page
Ara
  • yukselbegum1

Yaşamın İnşası


Farkında olalım veya olmayalım sürekli bir inşa halindeyiz. ‘Varoluş özden önce gelir’ sözü bu inşa haline bir atıf. Doğduğumuz anda aynı zaman da var olmuş oluyoruz. Ancak sonrasında yaşadıklarımızla, bize verilenlerle ve seçtiklerimizle özümüzü yaratıyoruz. Kişiliğimizi, zevklerimizi, korkularımızı ve arzularımızı oluşturuyoruz. Her gün minik ya da büyük kararlar veriyoruz ve bunlar bir şekilde hayatımızın yönünü etkiliyor. Belirgin biçimde etkilememesi için benzer kararlar verme eğilimindeyiz. İnsani olarak güvenlik ve durağanlık arıyoruz. Belirsizliğe karşı tahammül etmek oldukça güç. Bu yüzden mümkün olduğunca belirli yaşamaya çalışıyoruz. Ancak dünyanın işleyişi biraz farklı olabiliyor. Covid-19’u ele alalım. Belki bu yıl çok farklı planlarımız vardı, yapmak istediklerimiz, gitmek istediğimiz yerler, üniversitede neler yapacağımız, yeni işimize başlayacağımız, evi değiştireceğimiz ve bunun gibi birçok şey sekteye uğradı. Yaşam çok beklendik işlemedi aksine tüm güvenlik anlayışımızı sarstı. Yeni planlar yapmak, yeni kararlar almak durumunda kaldık ve bunların her biri bizde iyi veya kötü bir değişime yol açtı. İstemesek de var olan koşullarımızı zorlayacak bir sürü olayla karşılaşıyoruz. Her şey iyi giderken bir anda kötüleşebiliyor veya tam tersi. Bu yüzden bir inşa halindeyiz, belki de bitmeyen bir inşa. İnşanın boyutunu ve durumunu dış koşullar belirleyebiliyor. Ancak katılan malzemelere, dayanıklılığına veya yapısına direkt müdahalede bulunmuyorlar, bir nevi çerçeve çiziyorlar diyebiliriz. İçinde bir şeyler oluşturacağımız alanı belirliyorlar. Örneğin ailemizi seçemiyoruz, yaşadığımız ülkeyi veya içinde bulunduğumuz bedeni. Bu şekilde doğmuş oluyoruz ancak burada bir yol ayrımı var ve bu bize verilenlere karşı tutumumuzla oldukça ilişkili. Yapacak hiçbir şeyimizin olmadığını düşünüp benzer olumsuz döngüler içinde kalabiliriz veya verilenler doğrultusundaki olasılıklarımıza bakabiliriz. Bu iki tutum kaygı ve umutsuzlukla oldukça ilişkili. Eğer bolca seçeneğiniz varsa ne yapacağınızı bilemeyen, kaygılı bir konuma gelebilirsiniz; eğer hiçbir seçeneğinizin olmadığını düşünüyorsanız umutsuzluğa kapılıp verilen durumun içinden çıkamayacağınızı düşünmeye devam edebilirsiniz. Ancak ilki, yani kaygı duymak kaçınılmaz çünkü her zaman farklı seçeneklerimiz var olmadığını söylesek de. Hiç beklenmedik anlarda beklenmedik şeyler olabiliyor. Umutsuzluk ise önlenebilir eğer ki seçeneklerinizin üzerinde düşünmeye başlarsanız. Bunun da yolu deneyiminize bakmadan geçiyor. Bugüne kadar nasıl gitti? Neler yaptınız? Neleri yapmak istediniz? Veya yapmak istemediniz ama ‘zorunda hissettiniz’. Katman katman incelemekten geçen bir yolculuk.

15 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Post: Blog2_Post
bottom of page